Açık: Kadın Cinayetleri Asla Kabul Edilemez
Elâzığ İş Kadınları Derneği Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, Elazığ’da bir kadının boşanmak istediği eşi tarafından öldürülmesi, kadının annesinin de yaralanması olayı üzerine bir açıklama yaparak, “Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri, hiçbir şekilde izahı ve gerekçesi olmayan çok önemli bir toplumsal sorun ve yaşama hakkı ihlalidir. Hiçbir gerekçe hiçbir kişiye karşısındakini öldürme hakkı veremez. En ağır şekilde cezalandırma, toplumsal soyutlama ve rehabilitasyon gerektiren en büyük suçtur. Toplumun her kesiminin aynı duyarlılığı ve aynı hassasiyeti taşıyarak, kadın cinayetlerinin ve kadına şiddetin son bulduğu bir sosyal yapının oluşturulması için emek vermesi gerekmektedir.” değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Açık, Elâzığ gibi toplumsal hoşgörünün ve hassasiyetin yüksek olduğu, insani değerlerin en güzel örneklerinin yaşandığı bir şehirde böylesi cinayetlerin yaşanmasının büyük üzüntü verdiğini belirterek; “Bilindiği üzere önceki gün şehrimizde bir kadın şiddet gördüğü eşinden boşanmak istemiş ve ailesinin yanına sığınmıştır. Eşini ve kayınvalidesini bıçaklayarak kaçan Ali A., eşinin ölümüne neden olmuştur. Ne yazık ki bir kadın cinayetinin daha önüne geçilememiştir. Elâzığ, toplumsal hoşgörünün ve hassasiyetin yüksek olduğu, insani değerlerin en güzel örneklerinin yaşandığı bir şehirdir. Bu nedenle böylesi cinayetlerin yaşanması bizleri derinden üzmüştür. Kadına yönelik şiddetin cinayet noktasına gelmeden önlenmesi için hem şehir hem de ülke olarak daha yüksek bir bilinç düzeyine ulaşmamız, konuya ilişkin zihniyet değişikliği ve savunuculuk oluşturmamız gerekmektedir.Ülkemizdeki bilinçlendirme çalışmaları ve yasal düzenlemelere rağmen, kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin önüne geçmek mümkün olmamıştır. Özellikle Covid-19 süreci boyunca aile içi şiddet artış göstermiştir. Çalışma koşulları ve sosyal yaşamın tamamen evden yürütülmeye çalışıldığı bu süreçte birçok kadın için yardım ve destek almak da daha zorlaşmış ve cinayetle sonuçlanan şiddetlerde de artış olmuştur. Son iki ayda ülkemizde 41 kadın cinayeti işlenmiş, 48 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Bu yüksek rakamlar, yapılan bilinçlendirme çalışmaları ile yasal yaptırımların yetersiz kaldığının ve mutlaka daha duyarlı bir şekilde emek verilmesi gerektiğinin bir göstergesidir” dedi.
Kadın cinayetleri ve kadına şiddet sona ermeden mutlu ve huzurlu bir dünyadan söz etmenin mümkün olmadığının altını çizen Prof. Dr. Yasemin Açık, “Kadını, hangi ortamda olursa olsun küçük düşüren, ötekileştiren, güçsüzleştiren fiziksel ya da psikolojik her türlü şiddetin karşısında durmalı, kamu, özel sektör, sivil toplum örgütleri ve ilgili bakanlıkların iş birliği içerisinde çalışmasına ve şiddeti uygulayanlara daha ağır ve etkin yaptırımlar uygulanmasına ihtiyaç vardır. Kadına yönelik şiddetin cinayet noktasına gelmeden önlenmesi için gerekli toplumsal ve yasal önlemlerin artırılması gerekmektedir. Sevgi ve kardeşlik duygularının hâkim olduğu bu aziz şehre yakışan, bir daha kadın cinayetinin ve kadına yönelik şiddetin yaşanmamasıdır. Bu düşüncelerle önceki gün boşanmak istediği eşi tarafından öldürülen hemşerimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum.Aynı saldırıda yaralanan acılı anneye de acil şifalar diliyorum.” açıklamasını yaptı.
Prof. Dr. Açık, Elâzığ gibi toplumsal hoşgörünün ve hassasiyetin yüksek olduğu, insani değerlerin en güzel örneklerinin yaşandığı bir şehirde böylesi cinayetlerin yaşanmasının büyük üzüntü verdiğini belirterek; “Bilindiği üzere önceki gün şehrimizde bir kadın şiddet gördüğü eşinden boşanmak istemiş ve ailesinin yanına sığınmıştır. Eşini ve kayınvalidesini bıçaklayarak kaçan Ali A., eşinin ölümüne neden olmuştur. Ne yazık ki bir kadın cinayetinin daha önüne geçilememiştir. Elâzığ, toplumsal hoşgörünün ve hassasiyetin yüksek olduğu, insani değerlerin en güzel örneklerinin yaşandığı bir şehirdir. Bu nedenle böylesi cinayetlerin yaşanması bizleri derinden üzmüştür. Kadına yönelik şiddetin cinayet noktasına gelmeden önlenmesi için hem şehir hem de ülke olarak daha yüksek bir bilinç düzeyine ulaşmamız, konuya ilişkin zihniyet değişikliği ve savunuculuk oluşturmamız gerekmektedir.Ülkemizdeki bilinçlendirme çalışmaları ve yasal düzenlemelere rağmen, kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin önüne geçmek mümkün olmamıştır. Özellikle Covid-19 süreci boyunca aile içi şiddet artış göstermiştir. Çalışma koşulları ve sosyal yaşamın tamamen evden yürütülmeye çalışıldığı bu süreçte birçok kadın için yardım ve destek almak da daha zorlaşmış ve cinayetle sonuçlanan şiddetlerde de artış olmuştur. Son iki ayda ülkemizde 41 kadın cinayeti işlenmiş, 48 kadın ise şüpheli bir şekilde ölü bulunmuştur. Bu yüksek rakamlar, yapılan bilinçlendirme çalışmaları ile yasal yaptırımların yetersiz kaldığının ve mutlaka daha duyarlı bir şekilde emek verilmesi gerektiğinin bir göstergesidir” dedi.
Kadın cinayetleri ve kadına şiddet sona ermeden mutlu ve huzurlu bir dünyadan söz etmenin mümkün olmadığının altını çizen Prof. Dr. Yasemin Açık, “Kadını, hangi ortamda olursa olsun küçük düşüren, ötekileştiren, güçsüzleştiren fiziksel ya da psikolojik her türlü şiddetin karşısında durmalı, kamu, özel sektör, sivil toplum örgütleri ve ilgili bakanlıkların iş birliği içerisinde çalışmasına ve şiddeti uygulayanlara daha ağır ve etkin yaptırımlar uygulanmasına ihtiyaç vardır. Kadına yönelik şiddetin cinayet noktasına gelmeden önlenmesi için gerekli toplumsal ve yasal önlemlerin artırılması gerekmektedir. Sevgi ve kardeşlik duygularının hâkim olduğu bu aziz şehre yakışan, bir daha kadın cinayetinin ve kadına yönelik şiddetin yaşanmamasıdır. Bu düşüncelerle önceki gün boşanmak istediği eşi tarafından öldürülen hemşerimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyorum.Aynı saldırıda yaralanan acılı anneye de acil şifalar diliyorum.” açıklamasını yaptı.